YÖK KALDIRILMALI, ÜNİVERSİTELER ÖZERKLEŞMELİ | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

YÖK KALDIRILMALI, ÜNİVERSİTELER ÖZERKLEŞMELİ

Bu haber 16 Kasım 2018 - 14:30 'de eklendi ve 213 views kez görüntülendi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, gerekli özen ve ilgi gösterilmeyerek, yapısı bozularak, sürekli geri bırakılan üniversitelerin, iyi niyetli ve saygın bilim insanlarının tüm samimi uğraşlarına karşın bilim politikası ve stratejiden yoksun kaldığını vurguladı.

‘Sağlıkla İlgili Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 17. maddesiyle ilgili partisi CHP grubu adına söz alan Dr. Şevkin, altyapı yetersizliği, son dönemde abuk subuk söylemleriyle kendini açığa vuran tipler gibi öğretim üyelerinin nitelikleri ve eğitimin ezberci haliyle üniversitelerin çağın gerisinde bırakıldığını kaydetti.

ADANA ŞEHİR HASTANESİNE İŞARET ETTİ

Türkiye’nin maalesef çok uzun süredir yaşanan ve bugün etkilerini daha derinden hissettiğimiz, büyük bir ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel her alanda krizlerle boğuştuğunu ifade eden Dr. Şevkin, Adana Şehir Hastanesi’nin güneyde ve kuzeyde bazı yerleşim birimlerine uzaklığı nedeniyle büyük sorun yaşandığını söyledi. Şehir Hastanesi’nin yerleşim birimlerine uzak bir bölgede yapılması nedeniyle can kayıplarının yaşandığına işaret eden Dr. Şevkin, sorunun çözülmesini istedi.

“ÜNİVERSİTELER, MESLEK LİSELERİ DÜZEYİNDE BIRAKILDI”
12 Eylül 1980 darbesinin bir ürünü olarak 37 yıldan bu yana bilimsel, özerk üniversitenin önündeki en büyük engel olarak duran Yüksek Öğretim Kurulu’nun (YÖK), üniversiteleri vesayet altına alarak kontrol altında tutma anlayışını sürdürdüğünü ifade eden Dr. Şevkin, şunları söyledi:

“ AKP iktidarıyla birlikte hız kazanan bilime, bilimsel özgürlüğü, ifade hürriyetine yönelik baskı ve engellemelere paralel olarak  YÖK’le beraber özerkliği tamamen ortadan kaldırılan üniversiteler, ne yazık farklı düşüncelerin sorgulandığı ve üretildiği yerler olmaktan çıkmış durumdadır. Üniversitelerimiz daha çok dogmatik düşüncelerin kabul edildiği ve öğretildiği meslek liseleri düzeyinde kalmıştır.  AKP hükümetleri döneminde YÖK’ün de hüneriyle yürütme erkinin kontrolüne giren üniversiteler, Bologna Süreci’yle birlikte de tamamen piyasa dinamiklerine teslim edilmek istenmiş, yükseköğretim de dahil olmak üzere eğitim hizmetlerinin ticarileştirilmesi, üretilen bilginin metalaştırılması, muhafazakârlaşma ve kadrolaşma, üniversite yönetimlerinin otoriterleştirilmesi yönündeki politikalarda artışlar yaşanmıştır.

“MUHALEFET, SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILMIŞTIR”
Türkiye G-20 ülkeleri arasında olmasına rağmen, üniversitelerimiz dünya sıralamasında ilk 100’e girememektedir. AKP, kontrolüne aldığı YÖK’ün kurumsal yapısının sağladığı baskıcı imkanları sonuna kadar kullanmaktadır. Devletin, muhalif tüm kesimlere karşı şiddet araçlarını sınırsızca kullandığı bir dönemde üniversiteler, YÖK aracılığıyla teslim alınmak istenmiş; soruşturma, sürgün, işten çıkarma, psikolojik baskı, kadro vermeme gibi uygulamalarla siyasal iktidara yönelik her türlü muhalefet sindirilmeye çalışılmıştır.

“KALDIRILMASINI İSTEDİKLERİ YÖK’Ü BAĞIRLARINA BASTILAR”
Bilim insanlarının insan, toplum ve doğa yararına çalışmalar yapması ve bunu toplumla paylaşmaları her fırsatta engellenmiştir. AKP, muhalefetteyken baskıcı ve antidemokratik olduğu gerekçesiyle eleştirdiği, kaldırılması gerektiğini savunduğu YÖK’ü kendi iktidarı döneminde bağrına basmıştır. Bu nedenle üniversitelerin, bilimin, sanatın, özgür düşüncenin, halkın ve Cumhuriyetin beklentilerine cevap verebilmesi için siyasi iktidarların kontrolü altında olmaktan çıkarılması gerekmektedir. Üniversitelerin idari, mali ve bilimsel yönden özerk hale getirilmesi zorunludur.

“YÖK, KALDIRILMALIDIR!”

12 Eylül faşizminin ürünü YÖK’ün kaldırılmasını, üniversitelerin özerkliğini, parasız, eşit, bilimsel ve demokratik eğitimi savunuyoruz.

İşte bu çerçevede bugün yasalaştırılmak istenen kanun tasarısı bu isteklerimizi karşılamak yerine, sorunları daha da derinleştiren, üniversite hastanelerimizi ve üniversitelerimizi daha derin çıkmazlara sürükleyen içeriklerle doludur. Zaten bilimsel ve ekonomik anlamda çok büyük zorluklarla karşı karşıya bırakılan üniversitelerimiz ile üniversite hastanelerimiz adeta bir uçuruma yuvarlanmak istenmektedir.

“BİLİMSEL ÖZERKLİK SARSILIYOR”
17. madde teklifinde yer alan düzenlemeyle özerk yapıda olması gereken mütevelli heyeti kapsamına giren bir kadro niteliğinde olan Sağlık Bakanı Yardımcısı, sağlık bakanının seçtiği bir üye eklenmekte, üniversitenin özerkliği sarsılmaktadır. Bu maddeye ilişkin olarak 2016 yılında yapılan ve Sağlık Bakanı Müsteşarı ile Sağlık Bakanı tarafından atanacak bir kişinin mütevelli heyetinde yer aldığı düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından bilimsel özerkliğe aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. Bugün AKP, iptal edilen ve bilimsel özerkliği sarsan bu hükmü tekrardan yasa maddesi haline getirmeyi hedeflemektedir. Biz şimdi merak ediyoruz. Acaba bu tasarı sorunları aşmak için mi, yoksa var olan sorunları daha da derinleştirerek üniversitelerimizde kaosu körüklemeyi mi amaçlıyor? Bu sorulara dikkatinizi çekiyor ve herkesin vicdanının sesini dinleyerek hareket etmesini temenni ediyorum.”
Dr. Şevkin, konuşmasının son bölümünde Adana Şehir Hastanesi’nden kaynaklı sorunların da çözümünü istedi.