Bugün Cumhuriyete sahip çıkıyorsak, patronlardan ve sermaye sınıfından uzak duracağız.
Bugün bağımsız bir ülke istiyorsak, NATO ve Avrupa Birliği’ne karşı olacağız.
Bugün laiklikten yanaysak, bunu cesaretle söyleyeceğiz, laikliğin ilkelerini sulandırmayacağız.
Türkiye Komünist Partisi, 10 Eylül’de 100. yaşını kutlayacak. Bu yüz yıl, Cumhuriyet’in ilanıyla taçlanan kuruluş ve kurtuluş savaşına konulan tarihsel katkıyla açıldı ve sömürüye, savaşa, faşizme, gericiliğe, emperyalizme karşı mücadeleyle bugüne geldi.
Bugün dünya ve Türkiye’ye baktığımızda önümüzde çok zorlu görevlerin olduğunu görüyoruz. Partimiz insanın insanı sömürmediği, emperyalizm denen alçaklığın yeryüzünden silindiği, herkesin özgürce, kardeşçe, refah içinde yaşadığı, bilimin ve sanatsal yaratıcılığın önündeki engellerin tamamen temizlendiği bir dünya kuruluncaya kadar yoluna devam edecektir. Şu anda hüküm süren karanlığa bakarak bütün bunların gerçekçi hedefler olmadığını düşünmek yanlış olur.
İnsanlık çok daha umutsuz gözüken dönemleri aşmayı, alt etmeyi başardı. Yeter ki adaletten, aydınlıktan, eşitlikten yana olanlar üzerlerine düşeni yapsın.
Türkiye Komünist Partisi üzerine düşeni yapma kararlılığıyla giriyor yüzüncü yaşına. Dünyamızı bir ahtapot gibi saran uluslararası tekellerin egemenliğinin yıkılacağından eminiz.
Parti olarak büyük bir hızla örgütleniyoruz. Ülkenin dört bir yanında semt evleri açılmaya devam ediyor. Her gün onlarca kişi TKP Gönüllüsü olarak partimize katılıyor. 10 Eylül’den itibaren daha yaygın, daha etkili, daha mücadeleci, daha kapsayıcı bir Türkiye Komünist Partisi için yoğun bir hazırlık içindeyiz.
Türkiye’de yüreği bağımsızlık, laiklik, Cumhuriyet, sosyalizm için atan herkesi Türkiye Komünist Partili olmaya çağırıyoruz. Türkiye’nin en yaşlı ve en genç partisidir TKP ve yüzüncü yılında tarihsel bir atılımın eşiğindeyken Türkiye’nin bütün aydınlık insanlarına dost elini uzatmaktadır.
TKP’nin atılımı yeni parti üyeleri anlamına gelecektir.
Öte yandan TKP ülkenin alabildiğine karartıldığı dönemde başka güçlerle birlikte yürüme iradesini de güçlendirecektir. Birlikte yürüyüş, ortak hedeflerle, ilkelerle olur. Türkiye Komünist Partisi’nin yürüyüşünde sömürücü sınıflara, gericilere, emperyalizme ve onların işbirlikçilerine yer yoktur. Burada en küçük bir belirsizlik, en küçük bir tereddüt, en küçük bir müsamaha halkımıza karşı suç işlemek anlamına gelecektir.
Bugün Cumhuriyete sahip çıkıyorsak, patronlardan ve sermaye sınıfından uzak duracağız. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’ni bu hale getiren sömürücü kapitalist sınıftır.
Bugün bağımsız bir ülke istiyorsak, NATO ve Avrupa Birliği’ne karşı olacağız; emperyalist ülkelerin sözde demokrasi ve özgürlük adına geliştirdikleri uğursuz projeleri bozmaya çalışacağız. Bitmiyor; bağımsız bir ülke istiyorsak, emperyalizmin kökeninde tekelci sermaye olduğunu bileceğiz ve ülkemizin tekellerini, yıllardır sevgili ülkemizi talan eden, emekçilerini yoksullaştıran büyük sermayeyi de karşımıza alacağız. Kötülüğün yerlisi-millisi olmaz diyeceğiz.
Bugün laiklikten yanaysak, bunu cesaretle söyleyeceğiz, laikliğin ilkelerini sulandırmayacağız, dinciliğin hamleleri karşısında mezarlıkta ıslık çalmaya devam etmeyeceğiz. Halkın aydınlanmacı geleneğine güveneceğiz o geleneği güçlendireceğiz ve laikliğin temellerine dinamit koyanın emekçi halkı başka türlü sindiremeyeceğini anlayan sermaye sınıfı olduğunu bilerek hareket edeceğiz.
TKP bu değerlendirmelerinde yalnız değil bunu biliyoruz. Böyle düşünenleri TKP’ye çağırıyoruz. Başka siyasi oluşumlarda olup, benzer düşünceleri savunanlara da “biz buradayız ve birlikte yürümeye hazırız” diyoruz. Herkes dostunu iyi seçmeli. Bağımsız, egemen, özgür, yoksulu olmayan, adaletli ve eşitlikçi bir ülke yolunda TKP’den daha güvenilir yol arkadaşı olmaz. Çünkü TKP kimlerle asla yürümeyeceğini söylerken, aynı zamanda yürünecek yoldaki kararlılığını da ilan etmiş oluyor.
Türkiye’nin daha güçlü bir TKP’ye gereksinimi olduğu ortada. Daha güçlü, daha girişken, daha yaygın, daha görünür bir TKP. Hazırlığımız bunun içindir.
Hazırlığımız aynı zamanda, birlikte tartışma, birlikte üretme, birlikte yürüme iradesini geliştirecek kanallar yaratmak içindir.
Türkiye Komünist Partisi üzerine düşeni yapma kararlılığıyla giriyor yüzüncü yaşına demiştik. Kimse umudunu yitirmesin, bu ülkeyi bu dünyayı karanlığa teslim etmeyecek, boyun eğmeyeceğiz.