CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, insan eliyle doğa olaylarının felakete dönüştüğüne dikkat çekerek faciaların önlenmesi ve sorumluların bulunarak hesap sorulması için Meclis Araştırması istediDr. Müzeyyen Şevkin, sel felaketiyle ilgili Meclis Araştırması istedi“Rehberimiz akıl ve bilim olmalıdır”“Yeterince mimar, mühendis ve şehir plancıları istihdam edilmelidir”ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, Türkiye’de yaşanan sel felaketlerinde onlarca yurttaşın yaşamını yitirdiğini anımsatarak faciaların nedenlerinin bulunması, gereken önlemlerin alınması ve sorumluların tespiti için Meclis Araştırması istedi.Akıl, bilim ve mühendislik hizmetleri rehber alınmadığı için doğa olaylarının insan eliyle felakete dönüştüğüne dikkat çeken Dr. Şevkin, “Türkiye’deki dere ve nehir yataklarının incelenmesi, sel afetlerine, jeolojik-jeoteknik etütlerin yapılmaması sonucu insan yaşamlarının yitip gitmesine seyirci kalınmaması amacıyla Anayasa’nın 98 ve içtüzüğümüzün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını istiyoruz” dedi.“HESAP VERMEDİLER”Hazırladığı Meclis Araştırması önergesini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunan CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, “Trabzon’un Araklı ilçesinde 18 Haziran 2019 tarihinde sağanak yağışın ardından oluşan sel nedeniyle ilçede olağanüstü hal yaşanmış, HES-3 Araklı Göleti duvarının yıkılmasının neden olduğu tahmin edilen sel faciasında 7 kişi hayatını kaybetmiş, 3 vatandaşımız sel sularında kaybolmuş, çok sayıda ev de kullanılamaz hale gelmiştir. Son yıllarda İstanbul’dan Rize’ye kadar birçok ilde sel felaketleri yaşanmış, onlarca yurttaş yaşamını yitirmiştir. Yaşananların ardından sorumlular hesap vermezken sellerin neden olduğu sorunların çözümüne yönelik çalışmalar da yapılmamıştır” diye konuştu.ACILARI HATIRLATTIAkıl ve bilim gözetilmeden atılan adımlar nedeniyle yaşanan acılardan örnekler veren Dr. Müzeyyen Şevkin, şöyle devam etti:“2009’da İstanbul’un birçok ilçesinde yaşanan sel felaketi nedeniyle 31 kişi yaşamını yitirmiştir. 2012’de Samsun’un Canikli ilçesinde dere yatağına yapılan TOKİ konutlarını vuran sel sonucu 10 kişi hayatını kaybetmiştir. Konutların açılışını dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı olan Erdoğan Bayraktar yapmıştır. 2015’te Artvin Hopa’da meydana gelen selde 8 kişi hayatını kaybetmesi üzerine dönemin Orman ve Su İşleri Bakanı Eroğlu, selin aşırı yağış nedeniyle yaşandığını belirtip ‘Bu 500 yılda bir olur’ demiştir. 2017’de Rize Muradiye’de yaşanan sele ilişkin AKP’li Muradiye Belde Belediye Başkanı Musa Süreyya Balcı, ‘Gerekli müdahaleler yapıldı. Yağmur yağmasın yeter’ açıklamasında bulunmuştur. Son olarak Trabzon Araklı’da meydana gelen olay sonrası Araklı Belediye Başkanı Recep Çebi’nin daha önce de sel afeti yaşanan mahallede yeni bir afetle karşı karşıya kaldıklarını söylemesi tüm Türkiye’de sorunun acilen çözümünü gerektirmektedir. HES’in sel faciasına davetiye çıkardığı iddialarını değerlendiren Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Araklı’daki facia için ‘Tamamen doğal bir olay’ ifadelerini kullanması da vahametin ayrı bir boyutudur.”“DOĞA OLAYLARININ AFETE DÖNÜŞMESİ ENGELLENEBİLİR”Doğa olaylarının insan eliyle afete dönüştüğüne vurgu yapan CHP Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, şunları kaydetti:“Normal koşullarda dere yataklarında beş yüz yıllık yağış ve akış rejiminin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Devlet Su İşleri, imar planlarında, dere ve nehir yatakları taşkın sınırlarını belirlemek zorundadır. 1/5000 ölçekli nazım imar planları, 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına bu taşkın alanları işlenmeli; SİT alanlarında olduğu gibi, dere ve nehir yataklarına da yapılaşma yasağı getirilmelidir. Ne yazık ki Trabzon HES-3 Araklı Göleti duvarının yıkılması sonucu meydana gelen bu afet, dere yataklarına yapılan konutlar nedeniyle felakete dönüşmüştür. Bu durum mühendislik açısından ve imar planı açısından kabul edilebilir değildir. Otoyolun da dere yatağı içerisinde olup yarısının göçmesi ayrı bir faciadır. Mühendisler, dere yataklarındaki akış ve yağış rejimini, debiyi tespit etmek zorundadır. Aklın ve bilimin esas alınarak doğa olaylarının afete dönüşmesi engellenebilir. Ülkemizdeki tüm dere ve nehir yataklarındaki jeolojik ve jeoteknik etüdlerin gerçekleşmesi, HES’lerin inşaat ve işletme süreçleri, deprem, heyelan, sel, su taşkını, su baskını gibi doğa olaylarının afete dönüşmemesi için bu işlerle doğrudan ilgili mimar, mühendis ve şehir plancıları yeterince istihdam edilmeli, derhal görev başında olabilmelidir. Ülkemizde daha fazla felaketlerin yaşanmaması ve Devlet Su İşleri (DSİ), Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nda kişi başına düşen iş yükünün asgari seviyeye indirgenmesi adına inşaat mühendisleri, jeoloji mühendisleri, jeofizik mühendisleri, ziraat mühendisleri, orman mühendisleri, makine mühendisleri, harita ve kadastro mühendisleri, çevre mühendisleri alanında yaşanan teknik personel yetersizliğine son verilmeli, gerekli ve yeterli atamalar zaman geçirilmeden gerçekleşmelidir. Son atamalarda inşaat mühendislerine 47, makine mühendislerine 63, harita mühendislerine 55, mimarlara 16 ve çevre mühendislerine sadece 6 kadro ataması gerçekleşmesi Türkiye’deki sorunun büyüklüğünü göstermesi bakımından son derece rahatsız edicidir. Türkiye’deki dere ve nehir yataklarının incelenmesi, sel afetlerine, jeolojik-jeoteknik etütlerin yapılmaması sonucu insan yaşamlarının yitip gitmesine seyirci kalınmaması amacıyla Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.”