Çağ değişti. Eskinin daktiloları bir köşeye atıldı. Hemen her evde internet var. Siz direnseniz de çocuklar mutlaka bilgisayar, cep telefonu ve tabii eve internet bağlanmasını istiyorlar. Kısaca istesek de istemesek de kendinizi bu çarkın içinde buluyoruz. Hatta internet zaman zaman çekmese de kopsa da bizim internetten kopmayacak kadar sağlam bir bağımız oluştu.
Şair, yazar, Türkçe- Türk Dili ve Edebiyatı olunca internetsiz yapamıyorum. Dolayısı ile sosyal paylaşım sayfamda yoğun bir arkadaşlık talebi oluyor. Bu arada benim de takip ettiğim kıdemli şairler ve yazarlar da var. Sosyal paylaşım sitelerinden birinin yönetimi arkadaş sayısını 5000 ile sınırlamış. On yıldan fazla oldu bu sınıra geleli, yaklaşık 5000 de takipçim var. Ben de yıllardır eklemem gerekenler için hesabı aktif olmayanları siliyorum. Yeni arkadaşları ekliyorum. Bunun için de bir yol buldum. Doğum günü uygulamalarından o gün kimin doğum günüyse kutlama mesajı yazarım. Sayfaya gittiğimde geçen yıl ki kutlama mesajımdan sonra hiç paylaşımı yoksa demek ki artık bu hesabı kullanmıyor diye siliyorum.
Geçenlerde sayfamdan bir kişi eksilince sırada bekleyenlerden birini ekledim. Ortak arkadaşlarımız genelde şairler ve yazarlardı. Ayrıca ortak arkadaş sayımız da yüzden fazlaydı. Sayfasında şiirler ve özlü sözler vardı. Malum bu aralar internette Mevlana modası yaygın. Ona ait olmayan sözleri de Mevlana’nın diye paylaşanlar var. Sayfasına bakarak arkadaşlık isteğini onayladım. Aradan beş dakika geçmeden özel mesaj kısmından bir video yolladı. Sanırım kendi şiiriydi.
Özelden gerekli gereksiz mesajlar yazanlara, zincir yapanlara çok kez uyarıda bulunmuşumdur. Yolladıkları zincirleri daima kırmışımdır. Hele link hiç açmam. Geçen hafta da bu yoldan sayfamı ele geçirmeye çalıştılar. Önceki yıl da “Atatürk” konulu bir videodan virüs geldi. Bilgisayarımı kurtarana kadar çok uğraştım. Bu nedenlerden bire bir tanıdığım kişilerden gelse bile gönderenleri telefonla ararım, onlara teyit ettiremediğim videoyu asla açmam. Zaten bu kişiler bana ulaşabilen kişilerdir. O videolar da şiirlerimin bestelenmiş veya etkinliklerde, radyoda yorumlanmış halidir.
Arkadaşa “Kusura bakmayın, videoyu babam yollasa bile asla açmam.” yazdım. Cevap şu: “Babanız neden izin vermiyor ki?” Aynen sildim tabii… Bu kısacık cümleyi kavrayamayan kişiyle hiç uğraşamam. Karşınıza “leb demeden leblebiyi anlayanlar” çıksın inşallah! Sevgilerimle…