Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Cumhuriyet Halk Partisi Adayı Ekrem İmamoğlu’na 11 gün geçmesine rağmen mazbatasının verilmemesi hakkında görüş ve düşüncelerini paylaştı.
YSK’nın daha önceki içtihatlarının tersine ve yasaya aykırı kararlar almasının seçimin meşruiyetini gereksiz şekilde tartışmaya açtığını ifade ederek, hak ettiği mazbatanın Ekrem İmamoğlu’na verilmesi çağrısı yaptı.
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Cumhur ittifakının ve siyasi iktidar temsilcilerinin 11 gündür üç aşamalı itiraz süreçlerinin tümünü kullandığını ifade ederek, “Siyasetin kutuplaşmayı tetikleyecek sert söylemlerine rağmen güzel ülkemiz seçime olgunlukla gitti. Ancak 11 gündür itirazlar ve karşılıklı suçlamalarla gerilim bilinçli olarak tırmandırıldı. Tamamen hukuk çerçevesinde ve sağduyulu yürütülmesi gereken sürece kolluk güçleri de dâhil edildi. Sandığa gölge düşüren kriz, gerektiği gibi yönetilemedi. Kaos tablosu en büyük zararı demokrasimize verdi” ifadelerine yer verdi.
Seçimin bittiğini ancak bilinçli olarak sürecin uzatıldığını dile getiren Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Geçersiz oyların tamamına yakını tekrardan sayıldı. Son duruma göre dahi aradaki farkın 14 binin üstünde olduğu görülmektedir. Ancak ilk günden itibaren bu sonucun kabul edilmeyerek yurttaş gözünde seçimleri sorunlu ve şaibeli göstermeye dönük algı çabaları Türkiye’ye hiç yakışmıyor. Sezar’ın hakkı Sezar’a verilmelidir. YSK, bu hukuk katliamına bir an evvel noktayı koymalı ve asla geçit vermemelidir. Ekrem İmamoğlu’na hak ettiği mazbatasını vermeli ve halkımıza hizmet başlamalıdır.” dedi.
“BU GÖRÜNTÜ TÜRKİYE’YE HİÇ YAKIŞMIYOR”
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, İstanbul’da seçmen listelerinde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle seçimlerin yenilenmesini talep edilmek istendiğini bu yönde gayretleri endişe ile izlediklerini belirterek, “Cumhurbaşkanı Rusya dönüşü yaptığı açıklamada; “Ne yapalım biz bunun peşini mi bırakalım? İtirazlar devam edecek. Nihai karar mercii YSK. YSK verir kararı, isterse 1 oy olsun. Orası bu kararı verdiği zaman, ‘eyvallah o zaman başım gözüm üstüne’ dersin. Ama nihai merci neresi, orası” demektedir.
Bu açıklaması sanki YSK yeniden seçim veya bazı ilçelerde seçimin yenilenmesi kararı alırsa kamuoyunun tepkisi bu şekilde bastırılacak ve “Kararı biz değil, YSK verdi. YSK’ya karşı, yasalara karşı, hukuka karşı boynumuz kıldan ince” denilecek bir algı oluşturulma gayreti mi vardır?” diye konuştu.
“EKREM İMAMOĞLU’NUN HAK ETTİĞİ MAZBATASI VERİLMELİ”
Av. Küçük, açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Bence ülke genelinde yapılan her türlü hukuksuzluğa hep birlikte tepki vermeli ve ülke genelinde barış, kardeşlik ve demokrasi talebinin demokratik bir hak olduğu ve bundan vazgeçilemeyeceğini söylemekten korkmamalıyız.
Taleplerimizi demokratik yollarla haykırmayı ve daha güzel bir ülke, adalet, barış ve kardeşlik isteğimizi tekrar tekrar haykırabilmeliyiz. Her seçimlerde olduğu gibi yaşanmış olabilecek sorunları bugün İstanbul gibi Türkiye’nin en büyük metropol kentinde milyonlarca insanı sandık başına sürüklemek hiçbir demokratik anlayışa sığmayacaktır. Seçmen iradesi açık bir şekilde tecelli etmiştir. Ve güzel ülkemizin yeni seçimlere, yeni polemiklere ve yeni zaman kayıplara tahammülü kalmamıştır. Seçim sonuçlarını ve seçmenin tercihini Cumhurbaşkanı dahil herkes saygıyla ve büyük bir olgunlukla karşılamalıdır.
Demokrasi, hukuk, adalet herkes için varsa anlamlıdır. Yoksa hukuk kitaplarında ders olmaktan öte anlam ifade etmezler”