ÖZLEM VE ZAMAN | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

ÖZLEM VE ZAMAN

Bu haber 25 Haziran 2021 - 16:40 'de eklendi ve 146 views kez görüntülendi.

Derler ki “Zaman her şeyin ilacıdır.” Sanmam, yara aynı yara, kabuk tutsa da altında kanayan bir kaynak vardır. Üstünü örter zaman sadece… Yara kabuğun altında kalır. Dıştan bakınca kapanmış görülen yaraların acısı, ağrısı, sızısı yürekte büyür.

Annemi, babamı, ölen bütün yakınlarımı çok özledim. Zaman geçtikçe özlem azalmazmış katlanırmış meğer. Her gün sıradan gelen olaylar veya durumlar bile gözde tütermiş. Altı kişilik aile olarak oturduğumuz sofralar şimdi sadece rüyalarımı süslüyor. Anavatanıma yani çocukluğuma yolculuğum yalnızca hayallerde mümkün oluyor.

Annesi, babası hayatta olanlar, lütfen onların kıymetlerini bilin. Kaybettiğinizde çok geç olacak. Neyse ki ben yaşarken kıymetlerini bildim, helalliklerini ve dualarını bolca aldım. Bunlar içime su serpiyor. Ancak özleme çare bulamadım. İyi ki fotoğraflar var. İyi ki zamanında çektirmişiz ama çok az o kareler…  Tek aile fotoğrafımız var. Ben 14 yaşımdayken tutturmuştum “Aile fotoğrafı çektirelim.” diye de iyi ki çektirmişiz. Adana’nın en iyi fotoğrafçılarındandı Foto Moda… Yağcami civarında ara sokakta küçücük bir stüdyo idi. Sahibinin adı Niyazi idi yanlış hatırlamıyorsam. Zayıf, orta boylu, işine âşık, çalışkan biriydi. Niyazi Amca diyeceğim ama emin olamıyorum. Okul için gereken bütün vesikalık fotoğraflarımız da o küçücük stüdyoda çekilirdi. Keşke her yıl olmasa da ailece 4-5 yılda bir fotoğraf çektirseymişiz!

Şimdi yaşanan her an videoya da alınabiliyor, telefonlara da kaydedilebiliyor. O zamanlarda yoktu, olsa da halka inmemişti, Zenginlerin tekelindeydi pek çok kolaylık sağlayan buluşlar, makineler gibi… Evimize ilk televizyonumuz 1970 yılında alınmıştı. Televizyonun siyah- beyaz ve tek kanallı olduğu dönemler…  Zaten akşama doğru 16.00 veya 18.00 gibi açılırdı. Gece İstiklal Marşı ile kapanırdı. Cep telefonu kullanmaya da 1999- 2000 yılında biraz geç başladım. Keşke eskiden olsaydı da annemi, babamı daha çok arasaydım; seslerini ve görüntülerini kaydetseydim. Acaba özlemim hafifler miydi birazcık?

Ne olursa olsun yaşananlar ömürden gidiyor. Kaybedilenler ise anılarımızda yerlerini koruyorlar. Sevgimiz, saygımız pazara kadar değil; mezara kadardır. Bu konudaki tek dileğimiz özleme bir çare bulunmasıdır. Öyle çok özledim ki aramızdan ayrılan canlarımı tarifi imkânsız…  Hepsini sevgiyle yâd ediyorum. Onlar için bir Fatiha okumaktan başka yapılacak pek bir şey kalmadı. Nur içinde yatsınlar.

 

Harika Ufukharikaufuk@hotmail.com