ÖLÜM NE SOĞUK BİR KELİME | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

ÖLÜM NE SOĞUK BİR KELİME

Bu haber 09 Kasım 2020 - 16:28 'de eklendi ve 213 views kez görüntülendi.

Ne soğuk bir kelime ölüm; iç içe yaşadığımız ama bizden çok uzakta sandığımız…

Oysaki hemen yanı başımızda…

Üstelik bir bukalemun gibidir her kılıkta çıkar karşımıza!

Bazen sel olur; önüne katarak bizi oradan oraya sürükler ve en önemli besin kaynağımız su, sonumuz olur. Öyle güçlüdür ki evlerimizi yıkar, ağaçlarımızı kökünden söker.

Bazen uygarlığın, hayatın miladı saydığımız ateşin kılığına girer. Yangın olur, her ne varsa etrafında her şeyi kül eder. Ormanlarımızı da yakar, evimizi de, canımızı da…

Bazen öyle acımasızca yakar ki uzakta da olsak tutuşturur yüreklerimizi…

“Acıyı hissedebiliyorsan canlısın, başkalarının acılarını hissedebiliyorsan insansın.” demiş Tolstoy.

Ateş nereye düşerse düşsün yangını yüreğimizdedir. Bazen depremdir. Yuvam dediğin evine gizlice çöreklenir. Hayalin olan evin, kavuşmak için ne fedakârlıklar yaptığın huzur bulduğun mekânın olduğu unutulmuş gibidir. Her taşı, her tuğlası ölüm çığlığı atarak üstüne çöker.

Senin, sevdiklerinin üzerine betondan bir ölüm yağar. Ne kaçıştığın nisan yağmuruna benzer, ne kar yağışına…

Kaçamazsın. Kaçacak olsan evdeki diğer canları bırakamazsın. Öyle hazırlıksızsındır ki!

Ölüm yağar yukarıdan ve aşağıdan…

Kırılan fay hatları değildir, umutlarındır, geleceğindir, düşlerindir. Depremde kaybettiğimiz canlar için yanar yüreğimiz.

Bazen de trafik canavarıdır. Yeni aldığın, belki ilk taksitini ödediğin araban mezar olur sana. Bütün trafik kurallarına uyduğun halde ters yönden süratle karşına çıkan bir kamyon sonun olur.

Bazen kör bir kurşundur hedefini şaşırmış!

Bazen keskin bir bıçaktır göğsüne hatta sırtına saplanan!

Bazen amansız bir hastalıktır tıbbın çaresiz kaldığı, bazen de ihmalimiz sonucunda tedavi için geç kalınıştır. Bu da yara olur içimizde keşkelerimize karışır.

Bazen de met cezirdir. Kasırgadır, fırtınadır, tsunamidir.

Kıyametin ta kendisi bir ölüm! Her ne kılıkta gelirse gelsin acıdır.

Acıların en büyüğü belki de!

Bazen yolda giderken düşersiniz ve benim gibi kaburgalarınızı kırarsız şanslıysanız. Bazen o düşüş çok sert olur, oracıkta boynunuz kırılır, ölürsünüz. İşte dün akşam saatlerinde değerli dünürüm Ali Kara hayata böyle veda etti.

Eşi Ayzin Kara “Deprem benim evimde. Evim başıma yıkıldı. Evime bir ateş düştü. Yangın benim evimde…

İçim yanıyor.

Keşke trafik kazasında beraber ölseydik.

Nasıl ölür, aklım almıyor!” diye feryat ederken çaresizdim. Ne diyebilirdim ki! İşte deprem de yangın da sel de onun yüreğinde. Kırk iki yıllık eşi bir anda yok oldu. Evinden sapasağlam çıkan adamın gece yarısı cenazesi morga konuldu. Az önce de toprağa verdiler. Gurbet ölümden de acıdır bazen…

Ailesi; annesi, kardeşleri Kastamonu’dan geldiler son kez görebilmek için. Bir annenin evlat acısı hiçbir acıya benzemez. Ölürken herkeste acı bıraktı ama ikiz torunlarımdaki acıyı anlatmaya yüreğim dayanmaz. Arya, dedesinin bir gömleğini bulmuş, sarılmış, gözleri kan çanağı… Uygar da bir erkek olarak ikizini teselliye çalışıyor.

Ölümün kara gölgesini bu yaşta hissetmek nasıldır bilemiyorum. Hayatta tattığım ilk acım anneannemin ölümüydü. O zamanlar ilkokuldaydım. Hâlâ unutamadım. Yüreğimin bir köşesinde kanar, durur. Böyle fedakâr, sevgi dolu bir dedenin özlemi de kolay dinmeyecektir. Bu olayla kimi eşini, kimi oğlunu, kimi kardeşini, kimi babasını, kızım da kayınbabasını kaybetti. Torunlarım ise kahramanlarını kaybettiler.

Her şeyi çözen, her sorunda yanlarında olan dev bir kahramandı onlara… Geçen yaz İtalya’ya tatile gittiklerinde bisikletlerini istemişler. Anneleri de “Evden çok uzaktayız. Gidip alamayız.” diyince “Dedemi ara. O, getirir.” demişler henüz dört yaşındayken…

Acımız sonsuz. “Ateş, düştüğü yeri yakar.” derler. Bu kez ateş Kara Ailesine düştü. Ama o kadar sevilen ve sayılan biriydi ki bu kez ateş çok yüreği yaktı.

Güle güle torunlarımın kahramanı değerli dünürüm Ali Kara! Nur içinde yat.

Damadıma ve ailesine baş sağlığı dilerken acımızı paylaşan herkese çok teşekkür ederim.

Harika Ufukharikaufuk@hotmail.com