Ölüm ne demektir? İnsan, hayvan, bitki gibi herhangi bir canlının yaşamının tam ve kesin bir biçimde sona ermesidir.

Ölüme bu en temel tanımıyla baktığımızda tam ve kesin olarak son bulması diğer canlılardan, hayvanlar ve bitkilerden, farklı olarak komplike (karışık) düşünebilen insan da kaygı yaratmaktadır. Çünkü insan beyni bilinmeyen durum ve olaylardan hoşlanmaz. Bu bilinmezlik insanlarda kaygı düzeyini arttırmaktadır.

Kaygı ( anksiyete); kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel tepkidir.

Gilgameş, tarihteki ilk tanrı kraldır. 3/2’ si tanrı,3/1’i insan olan Gilgameş çok güçlü bir insandır. Uruk şehrinin kralıdır. Varoluşsal bir kaygısı hep vardır. Şehrini korumak isterken yaptırdığı duvarların altına kendi adını yazdırmış olması, bir şekilde bedensel varlığı sona erse dahi insanların hatırlayacağı eserler bırakarak ölümsüz olma isteğinin göstergesidir. Hatta bunu şöyle ifade etmiştir; ‘Herkes bilsin bunu benim yaptırdığımı. Hiçbir kral böyle bir duvar yaptıramaz!’ .

İçindeki ölümsüz olma arzusunun büyüklüğünü bize gösteren birkaç icraatı daha olmuştur. Yakın dostu Endiku ile birlikte Huvava ( Humbaba)’ yı öldürmeye gitmek istemesi gibi.

Diğer yandan Bereket tanrısı İnanna’nın evlenme teklifini reddeder Gilgameş. Bu aslında hayattan beklentilerinin bir göstergesidir. Bu teklifi reddetti çünkü eski kocalarına yaptığı zulümleri biliyordu. Gilgameş’in hayatta en büyük amacı şan ve şeref sahibi olmaktı. Tanrıça ile yapacağı evlilik sonrasında bütün bu çabaları boşa gidebilirdi ve her zaman istediği ölümsüz olmak, önemli olmaktan uzakta olabilirdi. Şan o kadar önemliydi ki kızgın Tanrıça İnanna’nın yüzüne Gök Boğasının sağ bacağını fırlatacak kadar cesur davranmıştı iki arkadaş. Bunun bir bedeli vardı ve Tanrıça, Gilgameş’i cezalandırmak için en yakın arkadaşını elinden aldı. En yakını olan insanı kaybetmenin ardından uzun bir yas tutan Gilgameş tanrılara yakararak son bir kez Endiku’yu görmek ister. Yer altından gelen Endiku ile buluşmasının ardından ölümden ne kadar korktuğuyla yüzleşmiştir. Bunun üzerine başlayan bir sonsuzluk arayışı… Tanrıların bile kaderi değiştiremeyeceğine inanılırken ölümsüzlük aramak…

Varoluşsal kaygı insanlığın başladığı andan itibaren var olmuştur. Ölüm ile hayat birlikte dans etmeye devam edecekler sonsuza dek. Bir gün öleceğini bilmek belki de yaşamı anlamlı kılan. Bunu fark ederek hayata anlam katabilmek kıymetli olan…