OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇEVRE EĞİTİMİ | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇEVRE EĞİTİMİ

Bu haber 15 Ekim 2020 - 13:02 'de eklendi ve 1.208 views kez görüntülendi.

Hatay yanı başımızda cayır cayır yanarken çevreden ve çocuklarda çevre eğitiminden bahsetmek istiyorum. Yaşadığımız çevrenin önemini bilmeli ve çocuklarımıza bunu anlatmalıyız. Doğa ile savaşarak mutlu olamayacağımızı biliyoruz değil mi?

Yakın zamanda “Çocuk ve Çevre” isimli kitabı okuyordum. Çok değer verdiğim bir hocamın da katkı da bulunduğu kitapta okul öncesi öğretmenlerin kullanabileceği güzel fikirlerinde olduğu bir kaynak olarak kütüphanemdeki yerini aldı. Yaşanan olumsuz olayları görünce, konu ile ilgili okumalar yapınca bu konuyu işlemenin önemli olduğuna karar verdim.

Çevre nedir? Önce bunun çerçevesini belirleyelim. Canlıların yaşamları boyunca ilişkilerini sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik, fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortama çevre adı verilir (Çevre Kanunu,1983; akt. S.Soydan, 2018). Çevremizi hem etkiliyoruz hem de ondan etkileniyoruz. Başka bir tanıma göre; Okulumuz, evimiz, mahallemiz, şehrimiz, parklar, ormanlar; buralarda yaşayan insanlar ve tüm hayvanlar; nehir, göl, deniz, orman, hava, su ve diğer tüm canlı cansız varlıklar çevremizi oluşturur. Kısaca, içinde yaşadığımız ortama “çevre” denir. ( Çevko Çocuk )

Çevreyi doğal ve yapay çevre olarak ikiye ayırmak mümkündür. Doğal çevre, insanın var olduğu andan itibaren içinde bulunduğu ve değiştiremediği çevredir. Yapay çevre ise, insan etkisiyle oluşturulan çevredir.

Çevre eğitiminde okul öncesi çocuklar için kullanılabilecek yaklaşımlar bulunmaktadır.

  1. a) Sevgi yaklaşımı
  2. b) Tanıma yaklaşımı
  3. c) Yapma yaklaşımı

Sevgi yaklaşımında amaç çocuğun çevre ile ilgili olumlu duygular geliştirmesi, sevmesidir. Tanıma yaklaşımında amaç çocuğun yaparak – yaşayarak çevreyi tanımasını sağlamaktır. Yapma yaklaşımında amaç çevre sorunlarına karşı farkındalığını arttırma ve çevreyi korumayı davranış haline getirebilmesidir ( akt. S. Soydan,2018).

Çocuklara çevreyi anlatırken canlı- cansız kavramları ile başlamak gerekir. Çünkü okul öncesi çocuklarında hareketli olan her şeyi canlı olarak algılarlar. Piaget bunu antropomerfik olarak adlandırmıştır. Canlıları ve çevreyi tanımaya başladıkça hareket etmediği halde bitkilerinde canlı olduğunu algılamaya başlarlar.

Çocuklara çevre eğitiminde bahsederken canlılardan, her canlının farklı ihtiyaçlarından, canlıların ortak özelliklerinden,  atıklardan, geri dönüşümden, hava kirliliğinden, su kirliliğinden, toprak ve gürültü kirliliğinden bahsedilmelidir. Bunları çocuklarla beraber gözlemlemeli ve çocuğun deneyimleri hakkında konuşmasına fırsat verilmelidir.

Çocuklarımıza çevreye karşı duyarlı olmayı öğretebilmemiz için bizlerin de çevreye ve çevre sorunlarına karşı duyarlı olmamız gerekir. Çocuklar çevrelerini algılamaya başladıklarında merakları vardır ve bu merak kullanılarak çocuklara çevre eğitimi vermek çok yerindedir.

Yaparak ve yaşayarak öğrenmenin önemi tartışılmazdır. Çocuklarla pandemi(salgın) döneminde çevreye yönelmek ve doğada olmak yapılabilecek en iyi alternatiflerdendir. Sonbahar mevsiminde ağaçlar incelenebilir. Ağaçta duran yapraklar ile yere düşen yapraklar arasındaki farklar konuşulabilir. Doğaya çıkma imkânımız yok diyen ebeveynler toprak yerine pamuk kullanıldığında fasulyenin yetişebileceğini deneyimlemesi için fırsat sunulabilir. Oyuncak hayvanlar kullanılarak hayvanlar tanıtılıp, ihtiyaçlarından bahsedilebilir. Suda yaşan hayvanlar incelenip hepsinin aynı suda mı yaşayıp yaşamadıkları konuşulabilir. Bir dünya küresi alınabilir ya da minik top şeklinde olanlar da tercih edilebilir. Dünya üzerinde birçok farklı canlının yaşadığından bahsedilebilir. İklimlerden, hava durumundan konuşarak çocukların çevreye dikkati çekilebilir.

Okul öncesi eğitim kurumlarında çevre eğitimi vermek için bolca deney, gözlem yapılabilir. Evde olduğu gibi okulda da küreden faydalanılabilir. Sınıf içinde çevre köşesi olabilir. Çevre köşesinde her gün ya da haftalık bir değişiklik yapılabilir. Çocukların çevre ile ilgili etkinliklerin hepsini sınıf içinde yapmalarını beklemek çevre eğitimini amacına ulaştırmayacaktır. Söz konusu okul öncesi çocukları olduğunda sınıf dışı etkinlikler, geziler önemlidir.

Çevreye duyarlı insanlar olsun istiyorsak çevre eğitimine küçük yaşta başlamalı, çevre sorunları konusunda çocukların düşünmesi için sorular sorulmalıdır. Çevreye verilen harabiyeti gördüğümüzde üzülmek ile çözüm bulmamız mümkün değildir. Çevremizi tanımalı, çevremizi korumalı ve olası çevre sorunlarının çözümleri için fikirler üretmeliyiz.

Hatay yanıyor dediğimizde içindeki bitki örtüsü, hayvanlar, evler, insanlar da yanıyor. Çevreye duyarlı bir nesil yetiştiğinde haberlerde kısaca geçen minik bir haber olarak kalmayıp acil müdahale edilmesi gereken bir sorun olduğunun farkına varılmış olur. Çevre için çevre eğitimini vermek zorundayız.

SEDA KARAsedakara01@yahoo.com.tr