Türk Tabipleri Birliği (TTB) üzerindeki baskılara son verilmesini isteyerek TTB aleyhine açılan davaların kapatılmasını isteyen hekimler basın açıklaması yaptı. Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, “TTB üzerinde yaratılmaya çalışılan algılara karşı çıkıyoruz. TTB bu ülkenin yüz akıdır” dedi.
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİNE DOKUNMA!
DİSK, KESK, Adana Barosu, Adana Eczacı Odası, Adana Veteriner Hekimler Odası, Emek Partisi, TMMOB’a bağlı oda başkanları ile hekimlerin katıldığı açıklamada 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak söze başlayan Adana Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Selahattin Menteş, şöyle devam etti:
“Bu yıl Türk Tabipleri Birliğinin 70. Kuruluş yılıdır. TTB bu coğrafyada kurulduğundan bu yana iyi hekimlik değerlerinin simgesi olmuştur. Herhangi bir iktidara yaslanmayı her zaman reddetmiş; eleştirel/bilimsel/etik aklı en büyük dayanak yapmıştır. TTB özelleştirmelere, şehir hastaneleri adı altında kamu hastanelerinin sermayedarlara satılmasına, niteliksiz/tabela üniversitesi eğitimlerine karşı çıkmıştır. Basamaklı sağlık sistemini yok eden teknoloji tekellerine teslim edilmeye çalışılan sağlık sistemiyle, emeğimizin sömürülmesiyle, doğanın yok edilmesiyle, en yoğununu yaşadığımız, hayatın her alanına sindirilmeye çalışılan şiddetle mücadele etmiştir ve etmeye devam edecektir. Tam da bu nedenlerle TTB sağlığı bir rant görenlerin her zaman tepkisini çekmiştir.”
SAĞLIK PARASIZ OLMALIDIR
Toplumun sağlıklı olabilmesi, ancak sağlığa bütünlüklü yaklaşımla mümkün olabileceğinin altını çizen Başkan Uzm. Dr. Menteş, şunları kaydetti:
“Bunun için bireylerin ve toplumun, ekonomik-siyasal-ekolojik-sosyal-fiziksel-biyolojik iyilik halinin tam olması gerekir. Tüm sağlık çalışanlarının insanca yaşayabileceği, emeklerinin karşılığını alacağı geliri ve çalışma koşulları sağlanmalıdır. Sağlık sisteminde sağlık ile ilgili gerekli her türlü işlem, tüm nüfus için parasız olmalıdır.
Sağlık sisteminin temelini birinci basamak sağlık hizmetleri oluşturmalı, basamaklı bir sağlık sistemi modeline geçilmelidir. Mezuniyet öncesi ve sonrası tıp eğitimi yeniden nitelikli hale getirilmelidir. Bilim ve teknoloji kâr amacıyla değil; mevcut ve gelecekteki toplumsal ihtiyaca göre kullanılıp geliştirilmelidir. Hekimliğin yüzyıllardan beri gelen mesleki bağımsızlık, mesleki özerklik ve meslek hakkının gaspına karşı durulmalıdır. İşte bugün TTB yukarıda saydığımız söylemleri yüzünden her zaman iktidarların hedefi olmuştur. Bugün yaşananlarda bundan kaynaklıdır. TTB etkisiz hale getirilmeye ve hatta kapatılmaya çalışılmaktadır. Hekimler örgütsüzleştirilmeye, özel sermayenin ve iktidarların yemi haline getirilmeye çalışılmaktadır.
TTB’NİN EN BÜYÜK DAYANAĞI TOPLUMDUR, HEKİMLERDİR
Demokrasilerde önemli olan toplumun sorumluluk verdiklerini en güçlü katılım yöntemleriyle seçebilmesi ve denetleyebilmesidir. Ancak ne yazık ki son dönem birçok örnekte mevcut iktidar anlayışının en büyük sorununun seçilmişlerle ve denetlenmekle olduğunu görüyoruz. Demokratik ülkelerde en geniş yetkilerle donatılan, mesleki bağımsızlıkları güvence altına alınan meslek örgütleri ne yazık ki totaliter rejimlerde yetkileri kısıtlanan, mesleki ve mali özerklikleri daraltılan, halkın ve meslektaşlarının yararına tutum aldıklarında iktidarlar tarafından hedef haline getirilen bir anlayışla karşılaşmaktadırlar. TTB’nin en büyük dayanağı toplumdur, hekimlerdir. TTB bu güç ve sorumlulukla üzerinde oluşturulmaya çalışılan algılarla; linç kampanyalarıyla; baskılarla dün olduğu gibi yarın da mücadele edecek birikim ve inanca sahiptir. TTB üzerinde yaratılmaya çalışılan algılara karşı çıkıyor ve TTB’nin bu ülkenin yüz akı olduğunu haykırıyoruz. Buradan TTB üzerindeki baskılara son verilmesini istiyoruz. Açılan davalar derhal kapatılmalıdır.”