- Virüsün, Çin ve dünya ekonomisi üzerinde yaratacağı etkinin beklenenden daha yüksek olabileceği düşünülüyor.
- Çin’de gerçekleşebilecek herhangi bir uzun süreli ekonomik faaliyet duraksaması kimya, ulaşım ekipmanları, tekstil ve elektronik gibi sektörlerin tedarik zincirlerinde aksaklıklara neden olabilir.
06 Şubat 2020, İSTANBUL Dünya Sağlık Örgütü’ne göre Koronavirüs salgını kamu sağlığı açısından uluslararası çapta bir acil durum. Euler Hermes’in yayınladığı son rapora göre siyasi risklerin aksine Merkez Bankaları’nın destekleyici önlemleri piyasadaki tepkileri yatıştırmaya yeterli olmadı. 20 Ocak’tan bu yana; MSCI Küresel, APAC ve Çin endeksleri sırasıyla, yüzde 1,8, yüzde 4,7 ve yüzde 8,5 geriledi. Yılbaşından sonra da CSI 300 Endeksi ise yüzde 9,1’lik sert kayıpla açıldı. Aynı dönemde Japon Yeni, ABD Doları karşısında yüzde 1,1 değer kazandı ve 10 yıllık ABD Hazine bonolarının getirisi 25 baz puan azaldı.
Euler Hermes’in raporunda belirtildiği üzere salgın, Çin’in büyümesinde yaklaşık yüzde 1 puanlık bir düşüş gerçekleştirebilir. Büyük bir kısmı 2020’nin ilk çeyreğinde beklenen bu düşüş, biriken üretim miktarı ve makro politika desteklerine bağlı olarak toparlanabilir. Salgının doğrudan etkilerinin dışında ekonomik etkileri beklenenden daha fazla olabilir. Bunun sebebi ise Çinli yetkililerin hastalığın yayılmaması için aldığı önlemler. Hem arz hem de talepteki baskılar ve salgına bağlı korku faktörü tüketicilerin harcamalarını kısıtlamasına sebep oluyor.
2003 yılında ortaya çıkan SARS salgını Çin’in GSYH büyümesinde söz konusu yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2 baz puan oranında düşüşe neden oldu. Ancak 2003 yılına göre Çin’in özel tüketim harcamalarına bağımlılığı daha fazla olduğu için bu salgının olumsuz etkilerinin daha yüksek olacağı düşünülüyor. (2003 yılında özel tüketim harcamalarının GSYH içindeki payı yüzde 28 iken 2019 yılında yüzde 50’ye yükseldi).
Çin Merkez Bankası Önlem Alıyor
Salgın ile birlikte Çin Merkez Bankası’nın politika desteği de artıyor. Çin Merkez Bankası likidite enjeksiyonlarını artırdı ve büyük kamu bankaları salgından etkilenen şirketlere daha uygun kredi koşulları sundu. Euler Hermes’in öngörüsüne göre 2020 yılında mevduat munzam karşılık oranlarında 150 baz puan ve ana kredi oranında 30 baz puan indirime gidilmesi bekleniyor.
Bunun dışında Çin’in ekonomik faaliyetlerinin uzun süreli olarak duraksaması; kimya, ulaşım ekipmanları, tekstil ve elektronik gibi belli başlı sektörlerin tedarik zincirlerinde aksaklıklara neden olabilir. Çin ekonomisinin küresel tedarik zincirleriyle yüksek entegrasyonu, salgının ülke dışında da geniş etkileri olabileceği anlamına geliyor. Özellikle, tekstil ile bilgisayar ve elektronik sektörleri Çin’de üretim aksaklıklarına en duyarlı sektörler arasında bulunuyor. Çin ekonomisine en bağlı ilk beş ülkeye bakıldığında ise bunların; Tayvan, Güney Kore, Hollanda, Macaristan ve Endonezya olduğu görülüyor.
Koronavirüs’ün Türkiye’ye ekonomik etkilerini değerlendiren Euler Hermes Türkiye CEO’su Özlem Özüner, “Koronavirüs’ün Çin’e vereceği ekonomik zararın beklenenden daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Birçok ülke ve tüketici Çin’den gelen mal ve hizmetlere şu an şüphe ile yaklaşıyor. Günlük yaşam da oldukça etkilenmiş durumda. Birçok fuar, kongre ve spor müsabakaları Koronavirüs dolayısı ile yapılamıyor. Alıcı ülkeler alternatif pazarlara yönelmeye başlıyor. Türkiye olarak bu fırsatı değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle tekstil ve makine sektörlerinde Türkiye’ye yönelik sipariş artışları bekliyoruz” dedi.
|
Bu değerlendirmeler aşağıdaki feragatnameye tabidir. Geleceğe Dair İfadelerle İlgili Temkin Notu: Burada yer alan ifadelerin bazıları gelecekle ilgili beklentiler ve yönetimin mevcut görüş ve varsayımlarına dayalı ileriye dönük ifadeler olabilir. Bu ifadeler bilinen ve bilinmeyen riskler içerdiğinden bu durum, gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilen veya ima edilenden farklı olmasına yol açabilir. Metin içeriği gereği ileriye yönelik ifadelerin yanı sıra, “olabilir”, “olacaktır”, “olmalıdır”, “beklenmektedir”, “planlanmaktadır”, “amaçlanmaktadır”, “beklemektedir”, “inanmaktadır”, “tahmin etmektedir”, “öngörmektedir” veya “devam etmektedir” gibi kelimeler ileriye yönelik ifadelere örnek teşkil etmektedir. Gerçek sonuçların, performansın veya olayların, bu ifadelerde belirtilenden farklı olmasına yol açan sebepler, bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla şöyle sıralanabilir: (i) genel ekonomik koşullar özellikle de Allianz SE’nin temel iş kolundaki ve ana pazarlarındaki ekonomik koşullar, (ii) gelişmekte olan piyasalar da dahil olmak üzere finans piyasalarının performansı, (iii) sigortalı zarar olaylarının ciddiyeti ve sıklığı, (iv) hastalık ve ölüm oranları ve trendleri, (v) kalıcılık seviyeleri, (vi) kredi temerrütlerinin boyutu (vii) faiz oranları, (viii) Euro-Dolar paritesi de dahil olmak üzere döviz kurları, (ix) değişen rekabet düzeyleri, (x) para yığılması ve Avrupa Para Birliği de dahil olmak üzere kanun ve yönetmeliklerdeki değişiklikler, (xi) Merkez Bankalarının ve/veya yabancı hükümetlerin politikalarındaki değişiklikler, (xii) şirket alımlarının etkileri ve ilgili birleşme konuları, (xiii) yeniden yapılanma önlemleri ve (xiv) genel rekabet faktörleri (her durum için yerel, bölgesel, ulusal ve/veya global bazda). Bu faktörlerin çoğunun terörist faaliyetlerin sonucunda meydana gelmesi veya kuvvetlenmesi daha muhtemeldir. Burada bahsi geçen konular zaman zaman Allianz SE’nin ABD Menkul Kıymetler ve Borsalar Komisyonuna sunduğu dosyalarda açıklanan riskleri ve belirsizlikleri de içerebilir. Grup, burada yer alan geleceğe dair bilgilerin güncellenmesi konusunda hiçbir yükümlülük üstlenmemektedir.