“Kendi ışığına güvenen başkalarının parlamasından rahatsızlık duymaz” demiş Victor Hugo…
Ne kadar da güzel söylemiş. Bazı insanlar o kadar kıskançlar ki birinin başarısı onları deli etmeye yetiyor.
Ben de çalışayım, ben de başarayım” diyeceklerine ya başarınızı küçümsemeye tabiri caizse ayaklar altına almaya, yerden yere vurmaya çalışıyorlar yahut da görmezden geliyorlar.
Nedir bu çekememezlik? Nedir bu kıskançlık krizleri? Nedir bu ille de ben derkenki bencillik!
Elbette kâmil insan olmak kolay değil.
Bilge olabilmek için doğru insan olmayı özümsemek gerekir.
Güneşten de mi ders almaz insan?
En büyük ısı ve ışı kaynağı olduğu halde gündüz kendinden aldıkları ışığı gece yansıtan yıldızları hiç hor görmez. Onların parlamalarından asla rahatsız olmaz.
Kendi ışığından emindir.
Peki, insan bundan ders çıkaramaz mı kendine?
Çıkaramadığı dersi günü geldiğinde kendine verirler ama içi gibi dışı da kararıp kalır işte o zaman… Olgunlaşmak kolay değildir elbette…
Bir meyvenin bile olgunlaşması uzun sürede gerçekleşir.
İnsanın olgunlaşması için de zaman gereklidir öncelikle…
Başkalarının başarılarını hazmetmek için sevgi ve saygı dolu olmak lazımdır.
Hazımsız insanlar hem kendilerini hem de çevrelerini rahatsız ederler.
Allah, bizi böyle insanlardan uzak etsin.
Sezar’ın hakkını Sezar’a verdiğimiz gün olgunlaşmışız demektir.