Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi (ÇÜTAM) Kültür Evi etkinlikleri kapsamında, ‘cutam1996’ Instagram hesabı üzerinden yapılan canlı yayının konuğu, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Argunşah ve Tiran Üniversitesi Tarih-Filoloji Fakültesi Dilbilim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lindita Xhanari Latifi oldu.
Gerçek Tarihi Kıpçak Türkçesi Hangisidir?
Prof. Dr. Argunşah, “Gerçek Tarihi Kıpçak Türkçesi Hangisidir?” başlıklı konuşmasıyla ÇÜTAM katılımcılarıyla canlı yayında bir araya geldi. Konuşmasına, Türkçenin tarihi lehçelerinden biri olan Kıpçak Türkçesinden ve bu dili temsil eden eserlerle başlayan Prof. Dr. Argunşah, bu alanda çalışmaları olan Kont GézaKuun ve Janos Eckmann gibi bazı önemli araştırmacıları hatırlatarak devam etti. Kıpçak Türkçesiyle bağlantılı olarak Memlük Kıpçakçasına da değinen Prof. Dr. Argunşah gerçek tarihi Kıpçak Türkçesinin hangisi olduğuna dair çeşitli fikirler öne sürerek, konuyla ilgili Türkoloji alanındaki yeni bakış açılarını anlattı.
“Gerçek Tarihi Kıpçak Türkçesi Ermeni Kıpçak Türkçesi/Ermeni Harfli Kıpçak Türkçesidir.”
Konuşmasına, gerçek tarihi Kıpçak Türkçesinin Ermeni Kıpçak Türkçesi/Ermeni harfli Kıpçak Türkçesi olduğunu belirten Prof. Dr. Argunşah, Ermeni Kıpçak Türkçesiyle yazılmış 112 eserin olduğunu hatırlattı. Söz konusu eserlerin, binlerce sayfadan meydana geldiklerini ve hacimce çok geniş olduklarını vurgulayan Prof. Dr. Argunşah, bu eserler üzerine Türkiye’de yeteri kadar çalışma yapılmadığını belirtti. Türkoloji alanında, Ermeni Kıpçakçası üzerine ilk ciddi yazının “Hülya Kasapoğlu Çengel” tarafından yazıldığını ifade eden Prof. Dr. Argunşah, Türkiye’de hâlihazırda bir Ermeni Kıpçak Türkçesi gramerinin olmadığını da sözlerine ekledi.
Prof. Dr. Argunşah, konuşmasını tamamladıktan sonra ÇÜTAM katılımcılarından gelen soruları da yanıtladı. Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Deniz Abik konuşma sonrası, canlı yayın konuğu olan Prof. Dr. Mustafa Argunşah’a katkı ve katılımlarından dolayı teşekkürlerini sundu.
Balkan Dillerinde ve Özellikle Arnavutçada Türkçenin Etkisi
Konuşmasına Türkçenin Balkan ülkeleri için geçmişten beri çok önemli bir dil olduğunu söyleyerek başlayan Prof. Dr. Xhanari Latifi ise bu ehemmiyetin ortak tarih başta olmak üzere birçok durumla ilişkili olduğunu belirtti. Balkan dillerine Türkçeden giren birçok sözcük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Latifi, bunların büyük bir kısmının Balkan dillerinde günümüzde de hâlihazırda kullanıldığını ifade etti. Balkan dillerini “yaşayan canlı bir laboratuar” olarak nitelendiren Prof. Dr. Latifi, bu diller üzerinde pek çok konuda araştırma ve çalışma yapılabileceğini söyledi. Türklerin tarih boyunca çok geniş bir coğrafyaya yayıldığının altını çizen Prof. Dr. Xhanari Latifi, Balkan ülkelerinin ‘Orta Çağ’dan itibaren Türklerle temasları olduğunu dile getirdi. Türkçeden alınan sözcüklerin Balkan dillerinde simetrik bir şekilde yayıldığını ifade eden konuşmacı, bunların ‘Balkanik Türkizmalar’ olarak adlandırılabileceğini belirtti. Prof. Dr. Latifi, konuşmasını tamamladıktan sonra ÇÜTAM katılımcılarından gelen soruları da yanıtladı.
Çukurova Üniversitesi Türkoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. A. Deniz Abik konuşma sonrası canlı yayın konuğu olan Prof. Dr. Lindita Xhanari Latifi’ye katkı ve katılımlarından dolayı teşekkürlerini sundu.