İyi Parti Adana Milletvekili Metanet Çulhaoğlu Tarım Bakanının yüzüne tarımı iyi yönetemediğini ve çiftçimizin içinde bulunduğu durumdan kurtulması için yapılması gerekenleri söyledi.
Çulhaoğlu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Tarım Bakanlığı Bütçesi üzerinde söz alarak şunları söyledi:
“Adana bir tarım şehridir, Böyle olmasına rağmen şehrimizin çiftçisi Ak Parti’nin yanlış tarım politikaları nedeniyle girdi maliyetleri altında ezilmekte, aracı oyunları ve yönetim beceriksizlikleri nedeniyle kazanamamakta, arazileri ipotek altına alınmakta, icra baskısı altında üretim yapmak zorunda bırakılmaktadır. Maliyeti 1 lira 60 kuruş olan, 50 kuruşa satılamayan limon ağaçlarını iş makineleriyle söküyorlar. Müteselsil kefalet nedeniyle haciz gelmesin diye traktörlerini saklıyorlar.
AK PARTİ iktidarı döneminde toprağına küstürülen Adanalı çiftçilerimiz “Tarihte hiç olmadığı kadar kötü bir tarım yönetimiyle karşı karşıyayız ve çok zor durumdayız; gübreleri bile haciz olan, süt ineklerini kesime veren çiftçilerimiz var.” diyorlar.
Ülkemizin hiçbir sorununa çare olamayıp sorunları daha da artıran ve tarımla uğraşan elleri nasırlı bütün tarım emekçileri gibi Adanalı üretici hemşerilerimi de bitme noktasına getiren Ak Parti’nin yapamadıklarını anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Hani diyorsunuz ya “Nereden nereye?” Yirmi yıllık devri iktidarınızda gübre ve zirai ilaç fiyatları çiftçiyi isyan ettirdi. Çiftçilerimiz şu an itibarıyla tarlasını ekime hazır hâle getirmiş, gübre alamamanın çaresizliği içindedirler. Gübre çeşitlerine göre fiyatlar yüzde 100 ile yüzde 300 artmış, üzülerek belirtmeliyiz ki gübre ve zirai ilaç çiftçilerimiz için alınamaz bir ürün hâline gelmiştir. Örnek vermek gerekirse; geçen 2020 yılı 12’nci ayında tonu 2.600 Türk lirası olan üre gübresi bugün 9.400 Türk lirasına; yine, geçen yılın 12’nci ayında 3.300 Türk lirası olan DAP gübresi şu anda 9 bin Türk lirasına ulaşmış durumdadır. Aynı durum zirai ilaç sektöründe de geçerlidir. Bu sektörde de en az artış yüzde 100 olmuştur.
Devletin elindeki gübre fabrikalarının iktidarınızda satılmasının doğurduğu sonucun farkında mısınız acaba? Çiftçi kayıt sistemine göre hangi çiftçi ne ekiyor, ne kadar gübre ihtiyacı var, Tarım ve Orman Bakanlığında bu veriler mevcut.
İYİ Partililer olarak önerilerimiz; çiftçilerimizin tarlalarını ekebilmeleri için üreticilere gübre ve zirai ilaçta fatura üzerinden yüzde 50 destek verilmesidir. Yine, çiftçilerimize Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla gübreler temin edilip ödemesinin de hasat vadeli yapılmasını öneriyoruz. Çiftçilerimizi perişan eden diğer bir konu elektrik maliyetleri. 2020 yılında yüzde 18 iken 2021 yılında yüzde 25’e çıktı. Bu, çiftçilerimizin kaldırabileceği bir yük değildir. Önerimiz, dağıtım bedelinin acilen yüzde 40 ucuzlatılması, tarım ve hayvancılıkla ilgili elektrik faturalarının Ziraat Bankasında otomatik ödemeye alınması şartıyla hazine destekli sıfır faizli krediyle aylık ödenerek çiftçimizden yıl sonunda tahsil edilmesidir. Bu önerilerimiz dikkate alınarak acil çözüm üretilmelidir. Çiftçilerimiz BDDK verilerine göre toplam borç tutarı olan 220 milyar Türk lirasını aşmıştır. Bu borçların yaklaşık 6 milyar Türk lirası kanuni takipteki borçlardır. Borçlarını ödeyememiş olan çiftçilerimize, öncelikle takipteki borçlarının tasfiye edileceğini ilk açıklayan ve söz veren İYİ Parti olarak önerimiz;
Tarımı tekrar ayağa kaldırmak için ilk önce bütün takipler durdurulmalı, aldıkları borçların ilk aldıkları şartlar içerisinde sübvansiyon haklarını koruyarak faizsiz, masrafsız, bir yıl ödemesiz, ertesi yıl ise sadece faiz ödemeli, ana parayı da beş yıl vadeye bölerek ödeme imkânı sağlanmalıdır. Ayrıca, ödenen miktar kadar da kredi imkânı sağlanması doğru olacaktır. Çiftçimize kazanç odaklı tarımsal üretim modeli sunulmalıdır. Ekim ve üretim sezonu öncesinde ürünün eşik fiyatı mutlaka açıklanmalıdır. Çiftçimizin ürünü daha fazla ederse aradaki fark fiyat olarak ödenmelidir. Üreticilerimizin neyi, nerede ne miktarda ve nasıl bir katma değer yaratarak üreteceğini üreticimizle beraber sanayicimize de önceden söylenmelidir.
Ata tohumu sertifikasyonu çalışmalarına büyük bir hız verilmelidir, yoksa ekim yapılmadığı için hasat zamanı geldiğinde ellerimiz bomboş kalacaktır. Yurt dışından ithalatı durdurup çiftçimizi desteklersek ancak sürdürülebilir tarımda başarı sağlayabiliriz, yoksa sürdürülebilir tarım sağlanamaz ve gıda enflasyonunun önüne geçilemez. Bugün, ülkemizde 4 milyon hektara yakın tarım alanı ekilemediği için boş kalmakta. Böyle devam ederse yakında ekmeği 6, 7 liraya yeme durumunda kalırız.”