cennet vatanın ağacından, suyundan, toprağından ellerinizi çekin | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

cennet vatanın ağacından, suyundan, toprağından ellerinizi çekin

Bu haber 01 Aralık 2018 - 9:09 'de eklendi ve 343 views kez görüntülendi.

Çulhaoğlu yaptığı konuşmada 13 Kasım 2018 tarihinde Meclis Başkanlığına sunulan bu yasa aynı gün Çevre Komisyonuna gönderildi. Komisyonda 9 sivil toplum örgütünün, kanunu, yeterli zaman olmadığı için gerektiği şekilde inceleyememekten yakındıklarının dikkate alınmamasını ve alt komisyon kurulması taleplerinin duymazdan gelinmesini doğru bulmuyorum dedi.

“poşet ücretleri” olarak nitelendirilen bu madde zaten ücretin üretici, piyasaya süren kısmında yer alan firmalardan alınması yetmezmiş gibi vatandaştan da alınmasının tam karşılığıdır. Bu madde tam anlamıyla “çevre kirliliğinin önlenmesi” başlığı altında yer alıp vatandaştan belgelendirme ücretinin haracının kesilme şeklidir.

Elbette ki yaşadığımız çevrenin gelecek nesillere en temiz şekilde miras bırakılmasını hepimiz isteriz, bunun için çalışırız, lakin bu yöntem vatandaştan haraç kesmek şeklinde değil, teşvik niteliğinde olmalıdır. Bugün belirlenen ücretin ileriki senelerde daha da artarak devam edeceğini hepimiz biliyoruz. Madem amaç çevre kirliliğini azaltmak, o hâlde marketlerden parayla satın alınan plastik poşetler kullanıldıktan sonra geri alınan yere iade edilir, ücreti geri alınabilir nitelikte olursa hem vatandaş teşvik edilmiş olur hem de çevre kirliliğini en aza indirmek adına büyük bir adım atılmış olur; bunun gibi birçok uygulama başka atıklar için de yapılabilir.

Değerli arkadaşlar, on altı yıldır Türkiye’de büyük bir çevre katliamı yaşanırken, tarım alanları, sulak alanlar, ekolojik sitler, ormanlar “Mega projeler” başlığı altında ranta kurban edilip yandaşa peşkeş çekilirken ve çevreye dair koruma yasaları korumama yönünde revizeyle istismar edilip uygulanırken tüm çevreci anlayışın vatandaştan ve üreticiden para toplamak adına plastik poşet ücretine indirgenmesi trajikomik bir olaydır. Ülke büyük bir ekonomik bunalımdayken, hâlen Kanal İstanbul diye tutturup trilyonları rant uğruna harcama hayali ve İstanbul’u yok etme projesi gibi çevre katliamları gözümüzün önündeyken, ülke genelindeki makro ölçekli çevre kararları gözler önünde dururken mikro ölçekte sineğin kanadından yağ çıkarıp gelir elde etmek için çevre bilincini salt plastik poşet kullanım ücretine indirgemek çevre bilinci olan her vatandaşı güldürecek bir kanun teklifidir.

Ülke genelinde yapılan çevre katliamlarını ben buradan sabaha kadar saysam bitiremem ama hepimizin ve tüm Türkiye’nin bildiği Kanal İstanbul Projesi İstanbul’un yüzde 90 su ihtiyacını karşılayacak olan su havzası üzerinde bulunmaktadır. İstanbul bugün suya muhtaçtır ve gelecek nesillerin su ihtiyacının imar rantı için betona kurban edilmesidir. Türkiye’nin öyle bir kanala stratejik olarak ihtiyacı yoktur. O kanal bölgede arazi toplamış yandaşa zenginlik yaratacak, imar rantını getirecek; ormanı, suyu, toprağı yok edecektir. İstanbul’un yaşamsal kaynaklarını yok edecek, ülkenin kaynaklarına en büyük darbeyi vuracaktır. Karadeniz ormanlarının oksijeni kesilecek, yer altı suyu kirlenecek, milyonlarca yılda oluşabilen verimli topraklar betonlaştırılacaktır. Siz önce bu çevre katliamlarının hesabını verin. Plastik poşet ücretinin hesabını yapıp enerjinizi bu kadar küçük ölçekli işlere yormayın. Sizin ölçütleriniz milleti, gelecek nesilleri düşünmeyen, kısa yoldan tüketerek zenginleşmek olduğu için yatırım, sanayi, tarım, istihdam yaratma gibi büyük kalkınma aletlerini değil “Doğal kaynakları yok et, imara aç, bir gecede zengin ol ve oldur.” ilkesidir.

Ülkenin çevresel ve doğal kaynakları artık bitmiştir. Toplumumuz, üretmeyen ve sadece satan, tüketen bir toplum hâline getirildiğinden ekonomi de durmuştur. Kısa vadeli pansumanlarla bu doğa katliamındaki yara kapanmaz artık. Düşün çevrenin ve doğanın yakasından; fabrika kurun, üretim yapın, tarımı güçlendirin, geri kalan sanayiyi 4.0’a çıkarın. Bırakın plastik poşet edebiyatını siz önce Türkiye’yi görün. Korumayı bilin, koruma kullanma dengesini gözetin. Ülkemizi çöle çevirmeyin. Bu cennet vatanın ağacından, suyundan, toprağından ellerinizi çekin diyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.