Öğretmenler, toplumun mimarlarıdır. Onlar ne kadar mutluysa toplum o kadar mutlu olabilir. Bizler, 90 bin ihtiyaca karşılık, atanmayan 400 bin öğretmenimiz kadar mutluyuz. Bizler, sözleşmeli, ücretli diye ayrıştırılan, güvencesizliğe mahkûm edilen öğretmenlerimiz kadar mutluyuz.
AKP iktidarı, dünyanın her yerinde en önemli mesleklerden olan öğretmenliği itibarsızlaştırmaktadır. Eğitim emekçileri siyasi görüşlerinden dolayı baskıya maruz kalmakta, mülakatlarla yıldırılmakta, yasal hakları olan sendikal faaliyetler “suç” sayılmaktadır.
Öğretmenlerimiz, Avrupa’da yaşayan meslektaşlarına kıyasla daha uzun süre çalışıp çok daha az kazanmakta, ay sonunu zar zor görmektedir. Ülkemizin onur nişanesi öğretmenlerimiz mutsuz, umutsuz ve geleceklerinden endişe duyar haldedir.
İki yıla bir değişen sınav sistemiyle eğitim sistemi yapboz tahtasına, öğrenciler deneklere dönüştürüldü. Dindar ve kindar nesil yetiştirme çabasıyla eğitim ne olduğu belli olmayan vakıfların, tarikatların eline terkedildi.
Oysa toplumumuzun muasır medeniyetler seviyesine gelmesi, kendi kendine yeten, güçlü bir Türkiye için çağdaş, bilimsel ve laik eğitim programlarının uygulanması gerekir. Ancak eğitimin sorunları, öğretmenlerin sorunları çözülmeden çözülemez.
Cumhuriyetimizin ışığı, aydınlık yarınlarımızın teminatı öğretmenlerimizin meslek onurlarına yakışır bir yaşama kavuşturulmaları bir an önce sağlanmalıdır.
Başöğretmen Büyük Atatürk başta olmak üzere, bilim ateşini nesilden nesile aktaran tüm öğretmenlerimizi saygı, sevgi ve minnetle anıyor;
Geleceğimizin mimarı öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutluyorum.