Emeğin ve emekçinin inşa ettiği bir dünyada yaşıyoruz ve çalışanın umutlu, mutlu olmadığı ülkelerin refah içinde bulunamadığını görüyoruz. İnsanoğlunun varlığından bu yana emek, üretim ve emekçi kavramları mevcut olmasına rağmen ve tarihin çeşitli dönemlerinde, çalışanların hak arama mücadelesine girdiğini, bu uğurda bedel ödediğini bilmemize rağmen, her dönemin kendine has sorunları olduğunu görmekteyiz.
Yaklaşık 130 yıl önce, 1886’da ABD’de, günde 12 saat çalışan işçilerin, çalışma saatini günde 8 saate indirme talebiyle başlayan bölgesel bir mücadele ve bu mücadeleyi şiddetle bastırmaya çalışan bir yönetimin yarattığı olumsuz ortam dünyada yankı bulmuş ve 1889’da bütün dünyada 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin hak arama mücadelesi olarak belirlenmesine yol açmıştır.
1 Mayıs İşçinin ve Emekçinin Bayramı olarak anılan özel günün temelinde, hak arama talebiyle yola çıkan işçilerin mücadelesi ve dayanışması, uğradıkları şiddete tepki vardır.
Ülkemizde de çalışanlarımızın yaşadığı sorunları biliyoruz ve tüm bu problemlerin çözülmesi için sermayenin, sendikaların, devletimizin iş birliği yapması, çalışma barışının ülkemizin tamamında hüküm sürmesinin sağlanması gerektiğine inanıyoruz.
Emeğin en yüce değer olduğunu unutmadan, çalışanın hakkının zamanında verilmesini sağlayarak ve en önemlisi de işsizlik probleminin ortadan kaldırılması için çaba göstererek yolumuza devam etmeliyiz…
Bu duygu ve düşüncelerle emekçilerin, çalışanların 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını kutluyorum, çalışanlarımız için daha iyi şartların hayata geçirildiği bir gelecek diliyorum..