Sarıçam Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından Bilimsel Etkinlik organize edildi. Dernek Başkanı Fehmi Kekili’nin daveti üzerine gelen Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Mehmet Karakılçık , “Enerji Kaynaklarının Sürdürülebilir Çevre ve İklim Değişikliğine Etkileri” konulu bir sunum gerçekleştirdi.
Dernek üyelerinin büyük ilgi gösterdiği etkinlikte sunum yapan Prof. Karakılçık, Dünya’da ve Türkiye’de emisyonun küresel ısınma üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu ve küresel ısınmanın da uzun vadede iklim değişikliğine anormalı etkileri bulunduğunu belirtti.
Prof. Karakılçık şu ifadeler yer verdi;
“Petrol, Kömür ve Doğal gaz gibi karbon içerikli enerji kaynakları küresel ısınmada başlıca rol oynamaktadır. Yenilenebilir Enerji kaynaklarının temiz, çevre dostu ve küresel ısınmaya katkısı yoktur. Küresel ısınma 1800 yılından 2020 yılına kadar geçen sürede yaklaşık 3 santigrat derece arttı ve bu artışların en önemli sonuçlarının yağış rejimleri üzerinde anormal etkileri oldu.
HİÇ BEKLENMEDİK ANDA SU VE SEL BASKINLARI OLABİLİR
Hiç beklenmedik bir anda önceden öngörülmeyen bir yerde anormal yağışlar yüzünden su ve sel baskınları olabilir ve bunların bir çok yerleşim yerlerinde çok büyük hasara neden olabilir. Mevsimler arası iklim geçişkenlikleri daha sık olabilir. Çöllerde anormal yağışların olmasının artık normal hale gelmesinin de bunun açık bir kanıtıdır.
İKLİM ANLAŞMASI ONAYLANMALIDIR
Küresel ölçekte ve uzun vadede yağışların azalması ile kuraklık giderek teklikeli boyutlara ulaşabilir ve özellikle, gıda ve temiz su kıtlığına yol açabilir. Bu olumsuz etkilerin kısa vadede ortadan kaldırılması zor ve emisyon yayınımın azaltılması için en başta, Çin, ABD, Hindistan, Rusya ve Avrupa Birliği (AB)ülkeleri olmak üzere, Paris İklim anlaşmasını imzalayan ülkelerin kendi ulusal meclisleri tarafından onaylanarak acilen yürürlüğe koyulması ile mümkündür.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI KULLANIMI ARTMALIDIR
Böylece, sanayileşme öncesi küresel sıcaklığa, ancak 21. yy’nin sonuna doğru ulaşılabilinecektir. Aksi takdirde küresel ısınmanın 2100 yılına kadar artarak devam edecek ve yağış rejiminin giderek bozulması ile küresel ölçekte büyük afetlerin kaçınılmaz olacaktır. Güneş, Rüzgar, hidrogüç, jeotermal, biyokütle, dalga enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının küresel ölçekte artması gerekir ve fosil yakıtlar yerine tercih edilmesi gerekir.”