“2023’ün ilk 7 ayında en az 144 kadın öldürüldü”
“TBMM, kadın cinayetleri araştırsın”
“Her gün en az 3, her yıl en az 350 kadın katlediliyor”
ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana Milletvekili Dr. Müzeyyen Şevkin, 2023 yılının ilk 7 ayında en az 144 kadının katledildiğini, şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısının ise tam olarak bilenmediğini vurguladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) kadın cinayetlerini araştırması için önerge sunan Dr. Şevkin, “Ülkemizde her gün en az 3 kadın, her yıl en az 350 kadın cinayeti işlenmektedir. 2022 yılında kadın cinayeti sayısı 381’e çıkmıştır. 2008-2022 yıları arasında erkeklerin en az 4 bin 86 kadını öldürdüğü tespit edilmiştir. Son 20 yılda öldürülen kadın sayısı ise 7 bin 186 olmuştur” dedi.
Dr. Şevkin, 2023 yılının ilk 7 ayında 144 kadının katledildiğini, şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısının ise tam olarak bilinmediğini dile getirdi.
“KADINLAR KORUMASIZ BIRAKILDI”
Kadınları ve aileyi koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da gerçekleştirilen 121’inci Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısında kabul edilerek imzaya açıldığını, kısaca İstanbul Sözleşmesi olarak adlandırılmasının sebebinin de sözleşmenin İstanbul’da imzaya açılmış olmasından kaynaklandığını ifade eden Dr. Şevkin, “İmzaya açıldığı gün sözleşmeyi imzalayan Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan ilk devlet olmuştur. Türkiye, 24 Kasım 2011’de sözleşmeyi parlamentosunda onaylayan ilk ülke olmuştur. İstanbul Sözleşmesi, 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girmiştir. Büyük ölçüde İstanbul Sözleşmesi’nin hükümlerini temel alan 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” ise oy birliğiyle TBMM Genel Kurulu’nda 8 Mart 2012’de kabul edilmiş, 20 Mart 2012’de yürürlüğe girmiştir. Kadınları korumaya dönük gelişmelere rağmen sonrasında atılan yanlış adımlar kadın ve çocukları tam anlamıyla korumasız bırakma girişimi olarak değerlendirilmektedir” dedi.
YOL GÖSTERİCİ SÖZLEŞME YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILINCA…
1 Ağustos 2019’da basına kapalı olarak gerçekleştirilen bir toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul Sözleşmesi nas değildir. Bizim için ölçü değil” dediğini, bu dönemde kadın hakları karşıtı grupların İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılarının artarak devam ettiğini kaydeden Dr. Şevkin, şunları söyledi:
“Ne yazık ki Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir gece yarısı, ansızın gelen imzası, 20 Mart 2021’de yayınlanan Resmi Gazete ile Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine dair Cumhurbaşkanlığı kararnamesi yayınlanmıştır.
“Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi, imzaya açıldığı 2011 yılından bu yana kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddet konusuna odaklanmış bölgesel düzeyde en kapsamlı ve yol gösterici sözleşme ve kadına yönelik şiddet ile mücadelede en önemli araçlardan biri olmasına rağmen yürürlükten kaldırılmıştır.
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan aynı çevrelerin bu kez Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” olan 6284 sayılı yasaya karşı mücadele başlatmıştır.
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YÜRÜRLÜĞE GİRMELİ, 6284 SAYILI YASA ETKİN OLARAK UYGULANMALIDIR”
Bu karşı çıkışın önü alınmalıdır. Kadınların, çocukların öldürülmesinin önüne geçilmek zorundadır. Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetten arınmış bir Avrupa oluşturmak için yapılan İstanbul Sözleşmesi, kadınlar için son derece önem taşımakta ancak Türkiye’de imzalanmasına, adının da ‘İstanbul’ olmasına rağmen yürürlükten kaldırılmıştır. Kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ve ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek” amacını taşıyan İstanbul Sözleşmesi yeniden hayata geçmelidir. 6284 sayılı yasanın etkin olarak uygulanması sağlanmalıdır.”
“HAFİFLETİCİ SEBEPLER GÖSTERİLEREK CEZA İNDİRİMİ YAPILAMAZ”
Türkiye’de kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin tahammül edilemez bir hal aldığını belirten CHP’li Dr. Müzeyyen Şevkin, “Çeşitli hafifletici sebepler gösterilerek cezai indirim veya meşrulaştırma sona erdirilmelidir. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzlerin sonlanması, suçluların hak ettikleri cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarının aranmasına yönelik var olan yasalar hayata geçirilmelidir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili için imzaladığı uluslararası sözleşmeler hayata geçirilmelidir. Belediyelerin, kadın hakları eşitlik politikaları geliştirmeleri, kadın danışma/dayanışma merkezleri, cinsel şiddet kriz merkez birimleri oluşturmaları, kreşler ve kadın destek birimlerini hayata geçirmesi büyük önem arz etmektedir. Tüm bu nedenlerle ve özellikle kadın cinayetlerinin sona erdirilmesi amacıyla Anayasa’nın 98 ve içtüzüğümüzün 104 ve 105. Maddeleri gereğince meclis araştırması açılmasını saygılarımızla arz ve teklif ederiz” ifadelerini kullandı.